![](http://yardimciiho.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/63/12/760034/resimler/2023_12/k_22112215_indir1.jpg)
![](/tema/tema/4/images/image_shadow.png)
İLETİŞİM BECERİLERİ
AİLE İÇİ İLETİŞİMİN ETKİLERİ
Anne karnındayken başlayan serüvenimiz (aslında iletişimin başlangıç noktası anne karnıdır da diyebiliriz) doğumla birlikte hızlı bir gelişim göstererek ilerler.
Bununla beraber aile içi iletişim çocuğun yaşamının her alanına yansır. Kişiler bu temellerle hayata atılır ve hangi kalitede iletiştiyse o kaliteyi gittiği her yere götürür ve diğer insanlarla iletişir.
Kişinin kendini sevmesi, kendini güvende hissetmesi, kendini değerli hissetmesi kendini saygı değer hissetmesi, başarıya layık, güzel olan ne varsa bu güzelliklere layık; kısacası kendiyle barışık bireylerin oluşması bu aile içi iletişimden kaynaklıdır.
Aynı şekilde kendini sevmemesi, kendini değerli, sevilmeye layık hissetmemesi; kendiyle iç dünyasında kavgalı, insanlarla hep çatışma halinde bireylerde, aile içi iletişimle şekillenmiş bireylerdir.
Çocuk aile içinde daha çok hangi kelimeleri duyuyorsa bir süre sonra o kelimelerin toplamından oluşan bir birey olur. Ve kendinin böyle olduğunun farkında olmadan, bunun karakter olduğu yanılgısıyla hayatına devam eder.
Elbette çocuğun karakterinin şekillenmesinde birçok faktör vardır. Bununla birlikte aile içi işletişim son derece yüksek etkiye sahiptir.
Özetle çocuklarımızla iletişime çok önem vermeliyiz çünkü çocuğumuza hangi sözleri sarf edersek bir süre sonra çocuğumuz tüm bu kelimelerin toplamına dönüşür.
HER YOL İLETİŞİME ÇIKAR
-Sevgi karşı tarafa nasıl iletilir?
-Bir çocukla sağlıklı iletişim kurulmadığını nasıl anlarız?
-Hangi çocuk “Benimle sağlıklı iletişim kurulmadı” der ki?
-Hangi çocuk durduk yere istenmeyen davranışlar sergiler ki?
-Sizler doğru bir iletişim kurmadığınızda çocuk iletişim yolunu “o şekilde” seçmiş olabilir mi?
-Bir çocuk evde, okulda, toplumda “görülmeyen” olmaktansa olumsuz gibi gözükse de “görünen”olmak isteyebilir mi?
-Bir çocuk anlaşılmadığını hissettiğinde onu anlamayanlar için ne hisseder?
-Anlayışlı ve temasta olan bir ebeveyn çocuğun neye gereksinimi olduğunu anlayamaz mı?
-Arkadaşlık kurmakta, ortamda atılgan olmada, hayır diyebilmede zorluk çeken çocuklar için
sosyal dil kullanma becerisi kazanmıştır diyebilir miyiz?
-Bir çocuk iletişim kurmayı ilk hangi ortamda öğrenir ve deneyimler?
-Sizler ona kendini sözel olarak ifade edebilecek bir empatik dinleme ortamı yarattınız mı?
-Pasif duyma ve etkin dinlemenin ayni şey olmadığını, iletişim kurduğumuz kişilerin hem sözlü hem de sözsüz geribildirimleriyle ilgilenmemiz gerektiğini hissettirdiniz mi?
-Sessizliğin, duyulmamanın ne büyük psikolojik şiddet olduğunu düşündünüz mü?
-Günümüzde sanal iletişimi bu kadar yoğun kılan şeyin reel iletişime gereken özeni
göstermediğimizden olduğunu anladınız mı?
Daha Freud yokken bir Afrika kabilesi demiş ki: Köyü tarafından sevilmeyen çocuk,
sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyü yakar.
Bazen bizler de anlaşılmayı bekliyoruz ama anlamaya çalışmıyoruz. Ve hiç bir çocuk bunu hak etmiyor.
Hem ne demiş İsmet Özel "Yolumuz birbirimizi anlamaktan geçmiyorsa, hiçbir yere varamayacağız demektir."
ETKİN DİNLEYEN ANNE BABA OLMAK
Etkin dinlemenin ilk koşulu göz teması kurmaktır. Özellikle bir çocukla konuşulduğu zaman çocukla aynı hizaya gelecek şekilde çömelmek ya da oturmak gerekir. Yüze bakarak dinlemenin her iki taraf açısından da etkileri büyüktür. Konuşan kişinin yüz ifadesi bize söylenen ile söylenmek istenen ileti arasındaki çelişkileri açık etmesi bakımından önemlidir. Etkin dinlemenin diğer şartı olumlu manaya gelen kafa sallamalar ve dinlerken uygun bir yüz ifadesine sahip olmaktır. Özellikle çocuğun bir sorunu olduğunda yüzüne bakarak dinlemek ve konuşulanı takip ettiğini belirten yüz ifadeleri kullanmak çok faydalı olacaktır. Anne ve babaların sıklıkla yaptıkları hatalardan biri de çocukları bir sorunla yanlarına geldiğinde hemen bir çözüm yolu bulma arayışına gitmeleridir. Oysa bu tutum konuşan çocuğun konuşma alanına olan ihtiyacını görmezlikten gelmek olur ki çocuğun bu durumda gereksinim duyduğu asıl şey aslında dinleyen kişinin söyleyecekleri değil, anlaşılma isteğidir. Dolayısıyla bu alanda çocuğun söz konusu ihtiyacı ancak sessizlikle sağlanabilir. Şunu da unutmamak gerekir ki iyi bir dinleyiciye anlatılan sorunlar konuşan kişiyi bir miktar rahatlatır bu rahatlama da soruna uzaktan, mesafeli bakabilmeyi sağlayarak çözüme giden yolu kısaltır.
HATA YAPIN!
Kuşkusuz tüm anne-babalar iyi birer ebeveyn olmak isterler. İyi birer ebeveyn olmak için de her aile kendine özgü bir şekilde çocuklarını yetiştirmeye çalışır. Görünüşte ailelerin çocuklarını yetiştirme renkleri aynı görünse de aralarında ton farkı vardır. Çocuklarını hayata hazırlarken ince eleyip sıkı dokumaya dikkat ederler ve çoğu zaman bu titizliklerinden dolayı çocuk yetiştirmedeki en ufak hatalarından dolayı kendilerini acımasız bir şekilde eleştirirler. Hemen yetersiz anne ya da baba sıfatını kendileri için kullanır ve çıkmaza düşerler. Anne-babalar çocuklarına gösterdiği şefkatin ve sevginin birazını bile kendilerine göstermiş olsaydı belki de “Sorunlu Birey” kavramından hiç bahsetmezdik. Biz yaşamadık çocuklarımız yaşasın diye diye doyumsuz, kendine yetinemeyen, en ufak bir sorunda psikolojik çöküş yaşayan, merhametsiz çocuklar yetiştirdik ve yetiştiriyoruz da. Şöyle her şeyi bir köşeye bırakın. Derin bir nefes alın ve mükemmel olmaya çalışmayın. Evet, mükemmel anne-baba değiliz belki ama çocuklarının ihtiyaçlarının farkında olan, bir sorunla karşılaştığında beraber çözümler üreten empatik ebeveynler olabiliriz. Peki, işe önce nereden başlamalı? Tabi ki kendinizi sevmekle ve dinlemekle. Bunu yapmaya başladığınızda inanın her şey yoluna giriyor. Kendimizi sevmeden önemsemeden bunu başkalarına öğretemeyiz. Bu çocuklarımız bile olsa böyledir. Çocuk yetiştirirken hatalar yapmaktan korkmayın. Çocuklarınız sizlerin de hata yapabileceğini ve hata yaptığınızda nasıl baş ettiğinizi görmesi gelişimi açısından önemlidir. Çünkü sizler çocuklarınızın gözünde sarsılmaz ve yıkılmaz kalelersiniz. Bu biraz hayal kırıklığı yaşatabilir çocuklarınıza ama aranızdaki bağı daha da güçlendirecektir.